cocuk biraz garipti kendi gibiler onu bilirdi hoş o kendini yıllarca bilmemişti hakkı var ama, "kendini bilmek" kolay degildi çocuk biraz garipti sahi, papatya yolmayı hiç sevmemişti hem yıllar geçtikçe farketmişti "sevmiş", "sevmemiş", papatya pek iplememişti cocuk biraz narsistti, "ist" le biten kelimeleri sevmezdi halbuki zaten sudaki aksine bakarken düşüp ölmesin diye yıllardır seyretmemisti kendini cocuk biraz huysuzdu anlamazlardi, midesi bozuktu insan kusardi yer yer, bedenle kavgalı ruhu gardenyalardaydi gözü, güller köşede dururdu kiz hem akilli hem zarifti bu devirde "anlaşılması" kolay değildi parmaklarıyla bir ezgi mırıldanir, dudaklariyla sarki calardi. kizla cocuk tanisti bahsettik ya gardenyalardan, kız da anlamisti, mırıldandığı ezgilerin içinde, bir de "s" harfini çalmıştı ismindeki "bi" hecenin, b"i" harfinin noktasi kadar yer etmisse hayatında s, b'nin
"Benim içimde yeni bir heves var canlarım. Kendim olma hevesi."