Yağmurlu Antalya günlerinde, adaçayı lezzetinde başlayan musiki sohbetimiz, gün geçtikçe samimileşti, samimileştikçe derinleşti. Makamların yanına, majör minör gamlar, tek seslerin ardına çift sesler, akorlar, çevrimler eklendi. Derin bir okyanusa atladık boğulmak üzere madem, her zor dönemeçte birbirimize destek olduk. kimi zaman çok endişelendiğimde, beni sakinleştirmek için yanımda oldun, kimi zaman ben yine çok endişelendiğimde, sen yine beni sakinleştirmek için yanımda oldun.. ve kabul ediyorum, bu "kimi zaman" lar pek azımsanacak ölçüde değildi. buna rağmen, sen aynı kibarlığınla, farklı osmanlıca-eski türkçe kelimelerle süslü konuşmalarınla benim yanımda oldun. Hayat çok aynı kalmadı, değişimler bizi farklı şehirlere, farklı okullara, farklı ekollere sürükledi, değişmeyen sadece belli rutinlerle, benim sana endişelerimi aktarmam, senin yine kendimi özel sanmamı sağlayan osmanlıca-türkçe soslu cümlelerin oldu. İyi ki de oldu, çok teşekkür ediyorum, hem sana,