hayatımın en yoğun haftasonundan aklımda kalanlar; 1 saat 15 dakika rotarlı gelen uçak ve atatürk havalimanında feda edilmiş bir cumartesi: havalimanları gelişten çok gidiş hissi veriyormuş bana. misafir karşılamak için gitmiş de olsam, kendimi bir yolculuğa gidiyormuş gibi hissediyor, etrafı süzüyorum, normale göre 1000 kat pahalı marketlerden birşey alıp almamak arasında 1000 kere karar değiştiriyor, kendimi oradan oraya savurduktan sonra, "masumiyet müzesi" nin kabaran içimi biraz daha kabartmasına izin vermek için, bir köşeye oturuyorum, kulağımsa yanda oturan araplarda! uçağın gelme saatinde, elinde kocaman levhalara yazılı insanların arasından süzülüp, misafirimi beklemeye koyuluyorum. O sırada gelenlere bakıyorum, kimi kapıdan çıkar çıkmaz sağa sapıyor, kimi sola.. kimi kendini karşılayan birileri için, gözlerini kısıp hafifçe uzaklara bakıyor, kimi ise çığlık çığlığa koşuyor sevdiğine. gelen genç bir kız, kendisini karşılayan 3 kişi arasından samimi arkadaşı olduğunu
"Benim içimde yeni bir heves var canlarım. Kendim olma hevesi."