bugün dolmuşta giderken farkettim, 10 yıl öncesinin 'Sezgin'i, yazın sıcak İstanbul'unda, staj vazifesini yerine getirmek üzere, her sabah erken saatlerde yola düşer, öğle güneşi etrafı yakıp, kavurduktan biraz sonra da paydos yapardı. kafasında staj paraları ile alacağı bilgisayar, anneye hediyelik cep telefonu, gidilmesi gereken filmler, alması gereken kasetler / cd 'ler vardı. (evet, o zamanlar kasetler vardı!!!) yolda kulağında müzik, her sabah aynı yolları bu düşüncelerle bitirmiş, gün bitmiş, olanları kara deftere karalamış, defteri rafların en arkasına saklamış, bu günlere gelmiş o Sezgin. bugun: yine kulağında müzik, yine yollarda. kaset/cd kalmadı; istediği şarkıyı seçtiği küçük kutular/mp3 çalarlar var. staj parasıyla alınmış kocaman bilgisayar 1 sene önce, hurda niyetine verilmiş, yerine şu satırların yazıldığı, teknolojik dizüstü alınmış. satırlar artık internet adı verilen görünmez defterlere yazılıyor, kağıtlar israf edilmiyor. eskinin rafın en tozlu yerin
"Benim içimde yeni bir heves var canlarım. Kendim olma hevesi."