Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

tipe göre not

X isimli dersten sınav olmak istemeyen bir arkadaşım, öğretmene "hocam, bizi vize yapmasanız, mesela tipimize göre not verseniz olmaz mı" dedi. Öğretmen de "o zaman sana çok düşük not vermek zorunda kalırdım evladım" dedi!

yolların da bi yordamı var

birileri gidiyor, birileri kalıyor, bazen yollar, özellikle kimilerinin birbirine teğet geçmesi için kesişiyor, demek ki yollar insaflı, hayatı biraz kolay kılmak adına gerekli insanları birbiri ile buluşturuyor.. o yollar ayrılıp da, hayat herkesi kendi karmaşası içersinde yoğururken, o kişiler birbirlerini özlesinler, canları sıkkın olduklarında birbirlerini arayabilsinler, güzel iyi kötü çirkin anlarını birbirlerine anlatsınlar diye; kimilerini muhtelif zamanlarda buluşturuyor önce, sonra ayırıyor. demek ki yolların vicdanı var, bizi de birbirimiz ile buluşturdu. viyana, istanbul, barselona, budapeşte.. artık biliyorum birimiz nerde, diğerimizin kalbi de hep orda.. şehirler, mesafeler, isimler farklı olsa da. her zaman ihtiyacım olduğunda. her zaman ihtiyacın olduğunda. Yolun açık olsun, seni çok özleyeceğim... :(

...

Aman ne anlatim sayın dostlar? biraz yalnızım, biraz ağlamaklı, işte o kadar. bir hafta kadar oldu, nefesim birisine karıştı; alışmışım meğer, gidince biraz elim ayağıma sırnaştı.

Açık Adres

Sertab Erener'in yeni single'ı çıkmış: Açık Adres. Uzun zamandan beri ilk kez, böylesine damar bir slow dinliyoruz Sertab'dan. "Sorma bu ara şu halimi / Bu acıların hepsi mi daimi /Yazık oldu her iki tarafa da /Şimdi sence daha iyi mi" diyen girişinden belli, şarkıyı sevmem gerektiği... Yine de ne yalan söyliyim, herkesin facebook'ta paylaştığı kadar sevemedim bu şarkıyı. Sıla şarkılarını anımsattı bana. Nasıl ki her alışamadığım Sıla parçası, bir patlama yarattı, bu şarkının akıbeti de böyle gözüküyor. tamam güzel, kaliteli bir yerli pop, ama gel barışalım artık'ları, lal'leri, yalnızlık senfoni'lerini görmüş geçirmiş bir jenarasyon olarak beni doyurmadı desem, ukala dememeniz karşılığında anlaşabiliriz. Sertab; N'olur sende beni affet, kahır değil bu kıyamet.

hangisine daha yazık?

geçen gün bir öğrencim, okuldaki müzik dersinden tüm öğrencilerin nefret ettiğinden, hatta dersin kaynaması için, teneffüste, bütün gitarların akortlarını bozduklarından, böylece öğretmenlerin dersin büyük kısmını akort yapmakla uğraşmak zorunda kaldıklarından bahsetti. düşünmeden edemedim, hangisine daha yazık? müzik öğretmenlerine mi? müzikten ve enstruman çalmaktan soğuyan çocuklara mı? yoksa çarpıklaştıkça bizi daha çok asosyalleştiren eğitim sistemimize mi? iyi bayramlar..