Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

hamurcu insanlar

Venedik, 2011 Kimi insanlar var hani, üretip duruyorlar, hayatı bazen nota nota, bazen kelime kelime, bazen çizgi çizgi olarak algılayıp, geçtikleri yerlere irili ufaklı şeyler bırakıyorlar; oyun hamuru gibi. O hamurlar elden ele geziyor hani, kişi kişi el değiştiriyor, kimine ilham oluyor, kimine gözyaşı bırakıyor, sahip tanımıyorlar. Dur durak bilmeyen hamurcu insanlar onlar, hani her geçtikleri yere bir iz, bir koku bırakıyorlar, yine de dönüp arkalarına bakmıyorlar, "neler yapmışım, bi topliyim, şunların tadına bakayım, kendime hayran olayim" demiyorlar. İşte ben o insanlara gıpta ediyorum.

İstanbul

Ben seni bırakıp gidiyorum yine. Sense kıs kıs gülüyorsun nasıl olsa geri döneceğim diye. Tadımlık tüm sevdiklerimi kokladım, havanı bi kavanoza koydum, şimdi dönüyorum Münih'e. Sen ben dönene kadar kendini daha fazla kirlettirme. Hoşçakal...

Güzellese

Paris, 2011 "Dolu dolu yaşamak lazım hayatı" diyor içimdeki çocuk. Alıyor beni oradan oraya sürüklüyor. Bazen yerimde dururken, kalbimi dinliyorum, güm güm güm atıyor. Gelin bir de siz dinleyin, içeride sanki deprem oluyor. Hayat sırf Serdar Ortaç'ı değil, bazen beni de yoruyor. Ne gelirse başıma aynı anda 1 değil 5 yerde olmaya çalışmaktan geliyor. Bazen diyor ki içimdeki büyük, "arada dur, bir geriye bak. Neler yapmışsın özetle, yanlarına da birer altın tak." "Duramam keşfedecek çok şey var" diyor öteki soluklanmadan. Sonra ekliyor Hayyam'dan, "mutluluk iste, ömür dediğin bir an." Onlar öyle atışırken, bazen olan bana oluyor, araya girip bunları ayırayım dersem, bir iki yumruk da bana geliyor. Hasta yatağımda yatarken, ziyarete sayın terellli geliyor; ne bir çorba, ne bir şiir; olsa olsa kaygı getiriyor. Ey terelelli, 2011 'i devirdim ben, sende neler ne var ne yok? Kanımca 2012 'de bol neşe var, pek ke