Yaşamak bazen çok acıtıyor. Kaçıp gitmek, dahası eriyip kaybolmak istiyor insan. Bırakın çözüm bulmayı, varolmak bile insanın içinden içinden gelmiyor. Sezen Aksu’nun dediği gibi “bildiğin çektiğine yetmiyor”. O zaman işte açıp bakabilirsen, bir kitap, bir film, bir şarkı, bazen sahiden de iyi geliyor. Nasıl yaşıyorlarsa bazı insanlar, alıp senin içindeki düğümleri tek tek açabiliyorlar. Amy Winehouse, o insanlardan biri olmuştur sanırım birçoğumuz için. Nasıl bir yetenekse, o son derece kişisel, kendine özgü hikayelerini, hepimizin yüreğine dokunacak şekilde kaleme dökebilmiş. Amy belgeselini izledikten sonra ise, insanın içine bir yumru oturuyor. Her iyi filmden sonra, bir süre hikayenin etkisinde kalır, günlerce üstüne düşünürüm, ama vakit geçtikçe hayal ürünü olan bir metaryelin içinde yaşamanın mantıklı olmadığına kendimi ikna ederim. Peki ya bunun gibi gerçek hayat hikayeleri ne olacak? Nasıl atacağım içimden o yumruyu dışarı? Amy sanki bizlere bir iki önemli birşey
"Benim içimde yeni bir heves var canlarım. Kendim olma hevesi."