Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nasıl Akıl Sağlığımı Korumayı Planlıyorum?

“2016 bir Tarantino filmi gibi geçiyor” diye okumuştum bir yere. Filmden ziyade her bölümü ayrı işkencelerle bezeli uzun soluklu bir dizi olmadı mı bu? Bugün ben de herkes ile birlikte Trump’ın Amerika başkan olması ile açılan yeni sezona uyandım. Biraz tanıdık hisler kapladı önce içimi. “Ama nasıl?”, “Kim?”, “Nerede peki bu insanlar?”, “Hiç mi görmediler, düşünmediler, hissetmediler, anlamadılar?” diye düşündüm. Sonra zaten bu işlerden bir türlü anlayamadım diye kendi kendime hayıflandım. Facebook sayfam Trump resimleri ve söylemleri ile doldu, taştı. Yıllardır adını, sanını, şöhretini duyup, neye benzediğini hiç merak etmediğim bir adam, ne kadar ötelemeye çalışsam da gelip edepsizce gündemime oturdu. Zaten öylesi adamlar sevimsiz yüzleri, elleri, sesleri ve söylemleri ile gelip sürekli soframıza, yemeğimize, sohbetlerimize dadandıkları için olmuyor mu tüm bu olanlar? Dünya, çok eskimiş bir teknolojik eşya gibi; parça parça her yerinden dökülürken, her gün başka bir tarafı

Sade ve Hafif

Eşyalara, yerlere ve kişilere bağlı olmadan yaşamak istediğimi düşünürdüm çok eskiden. Bunun ne kadar zorlu bir iş olduğunu bilmeden. Gel zaman git zaman şehirler, ülkeler, arkadaşlar, eşyalar, işler değiştirip durduktan sonra aslında boyumdan büyük ettiğim lafların o kadar da erişilmez olmadıklarını farkettim. Ben çok küçükken ilkokula giderken bile ne takım elbisemi giyip sabah gidip akşam geldiğim bir ofis işi, ne evli mutlu çocuklu bir aile hayatı, ne de doğup büyüdüğüm yerlerde sonsuza kadar kalma, önce ev sonra araba hayalleri kurmuştum. Onun yerine bol bol gezecektim, her ülkeden arkadaşlar edinecek, bir kaç dilde iletişim kurmayı öğrenecek, müzik yapacak, belki yazı yazacak, bol bol okuyacak, hayatı keşfedecektim. Hepimizi birbirimize benzetmeye çalışan bu döngüde insanın çocukluk hayallerini bırakın hayata geçirmesi, hatırlaması bile zor; sinsice içimize yerleşen öğretiler, gel zaman git zaman o büyük hayallerimizi bize tek tek yedirip, boğazımıza dizebiliyor. Sonra