‘Sen kimsin?’ sorusunun ‘ismim, işim ve yaptığım şeyler’ olmayan cevabını arıyorum bugünlerde. Hatta Facebook’ta da sordum arkadaşlarıma. Çok güzel yanıtlar geldi. ‘Ağacım’ diyen de çıktı, ‘yolların buluştuğu yere giden birisiyim’ diyen de. Sonra acıları düşünüyorum. Hüzünleri, depresyonları. Kendimi arayıp da bulamadığım geceleri. Ya da bulduğum cevapları beğenmeyişlerimi. Hayat bize ne anlatmaya çalışıyor? Bugün arkadaşım Işıl beni ziyarete geldi, ve onun podcast’i ‘Unique Lives Unique Careers’ için çok güzel bir kayıt yaptık. Onunla da aynısını konuştuk. Hep kendimizin olabildiği en üst mertebesini yansıtırken karşımıza; eksiklerimizi, üzüldüklerimizi, başaramadıklarımızı pek anlatmıyoruz. Halının altına süpürdüğümüz tozlar gibi öteliyoruz. Bizi tanımlayan şey ne? İşimiz? Başardıklarımız? Yaşadıklarımız? Yaşattıklarımız? Ünvanlarımız? Onların hepsi yaptığımız yerde kalıyor sanki biz yürürken. Bizimle beraber yürümüyorlar. O yüzden o yolda “başardığımız, yaptığımız, yaşadığımız, yaş
"Benim içimde yeni bir heves var canlarım. Kendim olma hevesi."