Eurovision severim. Ama katılan şarkıların birçouğunun aptalca olduğu görüşüne da katılmadan edemem.
Yüksek Sadakat'e ise bayılmam. Bazı şarkıları yer yer kafamda yer etmiştir. Gitaristleri Kutlu Özmakineci'yi ergenlik dönemimde hiç kaçırmadan satır satır okuduğum Blue Jean döneminden bilirim. Yayın yönetmeniydi sanırım. Dergi zamanında hiç acımadan ona buna lafı geçiriyordu. Şimdi normal, ama gelişme döneminizde, bağrınıza bastığınız bi şarkıcının / grubunun, bağrınıza bastığınız bir dergi tarafından şiddetlice eleştirilmesi, sizi buhranlara sürükleyebiliyor. Neyse, demek isteyeceğim şu ki, düşene bi tekme de biz indirmeyi severiz. Kendi hatalarımızı ve başarısızlıklarımızı örtbas etmeyi becerip, gözönündekileri yermede de kabiliyetliyiz. O yüzden Kutlu Bey ve grubu artık kendilerinden ömür boyu nefret edileceği gerçeğini yadırgamayacaktır (umarım).
Yanlış anlaşılmasın, Yüksek Sadakat savunuculuğu yapmaya çalışmıyorum. Bana sürekli 'benbununerdenhatırlıyorum' hissini veren şarkıları, kel-göbekli solistleri (bu kategorideki arkadaşlar, lütfen alınmayalım, ben de öyleyim, ama bakın Eurovision'a katılmıyorum, her işin bi adabı var) ve bi klasik müzik orkestrasını ti'ye alarak açılışını yaptıklarını klişe ötesi video klipleri ile neresinden tutsam elimde kalan bi seçimdi benim için. Lakin, geçen sene, Manga'nın 2. liği de sürpriz olmuştu bana, o yüzden 'ben müzikten anlamıyorum yaae, boşver, isteyen gitsin' mantığıyla Eurovision'dan kopmuştum.
Yine de söyleyin allahaşkınıza. Herkesin aynı anda nefret ettiği Sibel Tüzün'ün Superstar'ı bile (ki ülkece pek seyrektir herhangi bir konuda hemfikir olmamız), ön elemeleri geçmiş, hatta nerdeyse ilk 10'a girmişti. Hani gurbetçilerimiz (ki bu sene ben de onlardan biri oldum) varken sırtımız gelmezdi? Yoksa hatayı, tüm ülkeler tarafından sevilebilecek, herkesi içine alan uluslarası şarkılar yapmak yerine, gurbetçilere bel bağlamakla mı ettik? - Yok canım, olur mu? Onlar da hep birbirine oy veriyor zaten, komşular birbirini kayırıyor. - E hep aynı ülkeler, aynı ülkelere, aynı puanları veriyorsa, nasıl oluyor da her sene farklı ilk 5 çıkıyor? - Aman bilmiyorum, dedim ya, ben anlamam bu işlerden. Eurovision bu, katılalım, eğlenelim, skor tablosu tutalım, ama ertesi gün unutalım istiyorum. Siz yine siz olun, seneye beni gönderme ihtimalinizi gözardı etmeyin. Bak Almanya adına giderim yoksa!
Yüksek Sadakat'e ise bayılmam. Bazı şarkıları yer yer kafamda yer etmiştir. Gitaristleri Kutlu Özmakineci'yi ergenlik dönemimde hiç kaçırmadan satır satır okuduğum Blue Jean döneminden bilirim. Yayın yönetmeniydi sanırım. Dergi zamanında hiç acımadan ona buna lafı geçiriyordu. Şimdi normal, ama gelişme döneminizde, bağrınıza bastığınız bi şarkıcının / grubunun, bağrınıza bastığınız bir dergi tarafından şiddetlice eleştirilmesi, sizi buhranlara sürükleyebiliyor. Neyse, demek isteyeceğim şu ki, düşene bi tekme de biz indirmeyi severiz. Kendi hatalarımızı ve başarısızlıklarımızı örtbas etmeyi becerip, gözönündekileri yermede de kabiliyetliyiz. O yüzden Kutlu Bey ve grubu artık kendilerinden ömür boyu nefret edileceği gerçeğini yadırgamayacaktır (umarım).
Yanlış anlaşılmasın, Yüksek Sadakat savunuculuğu yapmaya çalışmıyorum. Bana sürekli 'benbununerdenhatırlıyorum' hissini veren şarkıları, kel-göbekli solistleri (bu kategorideki arkadaşlar, lütfen alınmayalım, ben de öyleyim, ama bakın Eurovision'a katılmıyorum, her işin bi adabı var) ve bi klasik müzik orkestrasını ti'ye alarak açılışını yaptıklarını klişe ötesi video klipleri ile neresinden tutsam elimde kalan bi seçimdi benim için. Lakin, geçen sene, Manga'nın 2. liği de sürpriz olmuştu bana, o yüzden 'ben müzikten anlamıyorum yaae, boşver, isteyen gitsin' mantığıyla Eurovision'dan kopmuştum.
Yine de söyleyin allahaşkınıza. Herkesin aynı anda nefret ettiği Sibel Tüzün'ün Superstar'ı bile (ki ülkece pek seyrektir herhangi bir konuda hemfikir olmamız), ön elemeleri geçmiş, hatta nerdeyse ilk 10'a girmişti. Hani gurbetçilerimiz (ki bu sene ben de onlardan biri oldum) varken sırtımız gelmezdi? Yoksa hatayı, tüm ülkeler tarafından sevilebilecek, herkesi içine alan uluslarası şarkılar yapmak yerine, gurbetçilere bel bağlamakla mı ettik? - Yok canım, olur mu? Onlar da hep birbirine oy veriyor zaten, komşular birbirini kayırıyor. - E hep aynı ülkeler, aynı ülkelere, aynı puanları veriyorsa, nasıl oluyor da her sene farklı ilk 5 çıkıyor? - Aman bilmiyorum, dedim ya, ben anlamam bu işlerden. Eurovision bu, katılalım, eğlenelim, skor tablosu tutalım, ama ertesi gün unutalım istiyorum. Siz yine siz olun, seneye beni gönderme ihtimalinizi gözardı etmeyin. Bak Almanya adına giderim yoksa!
Yorumlar