Ana içeriğe atla

Çeyrek Asırlık Hayat


tebrikler sezgin bey! artık 25 yaşındasın! : )çok şey bileceğini sandığın, ama hala hiçbişey bilmediğini anladığın hayatta geçen bi çeyrek asır..öğrendiklerini pekiştirmek için bi çeyrek asır daha gerekecek sanırım..
tebrikler sezgin! çünkü bu yıl yine cesur olma hakkını kullandın.. yine çok risk aldın. yine mantığını değil kalbini dinledin.korktuğun zamanlarda oldu ama yine şansına güvendin.yine başardın! kısa hayatına yeni renkler, yeni nefesler kattın. hayat seni istemediğin kararları vermeye zorladı, yılmadın. seçimini yaptın, kendine saygın arttı.
zaman zaman kendinden sıkıldın, ama tersten bakınca her şeyin zaten sıkıcı olabileceğini keşfettin.düzden bakmayı seçtin o yüzden çoğu zaman.
kendini daha çok tanıdın. kendini tanıdıkça daha çok sevdin.kendini daha çok sevdikçe, başkalarını daha çok sevdin.şeffaflaştıkça hafifledin, hafifledikçe kalbin büyüdü.kalbin büyüdükçe, seni sevenler arttı.
aşık oldun, aşık olundun."onun omuzlarındayken her şeyden vazgeçebilirdim" dediğin kişi seni terketti; kızamadın. ama biraz üzüldün.aşk bu dedin, vezir de oldun, rezil de. hiç şikayet etmedin.
bıkmadan usanmadan, gelecek planlarına devam ettin. a olmazsa b, o da olmazsa g'ye kadar uzanan planlar yaptın.yukarda her zaman kıs kıs gülen bi tanrı olacağını bildiğin halde.
"olmuş" larla kavga ederek galip gelmekten vazgeçtin, çünkü ortada kazanabileceğin bi savaşın olmadığını anladın.onları da kabullendin. belki henüz dost olmadın ama "bi gün o da olacak" dedin, umut ettin.
yeni yerler gördün, yeni insanlara temas ettin. yeni birşeyler öğrendin.senin de bişeyler öğrettiğini söyleyen insanlar olunca hafiften mahcup oldun, ama içten içe pek bi gururlandın.
inançlarını da sorguladın. yeni felsefelere merak saldin. hepsinin ayni yola ciktigini daha da bi kavradin. hep kendine sordugun soruları bi senin sormadığını fark ettin.cevapsız soruların aslında bi cevabı olabilirmiş, inanç eşittir sorgulamadan kabul etmek değilmiş, istersen yanıtlar da varmış, gördün rahatladın.
bulutların üstüne de çıktın, dibin dibine de indin.günün sonunda seni her şekilde seven bazı insanlar olduğunu bilmek, hep kalbinin bi köşesinden seni telkin etti.
ve bir yaş daha bitti.. biliyorum sana çok şey ifade etti.herkesten çok kendin bildinyaşlanıyor olmak biraz sinirlerini bozdu, gözaltlarına daha çok bakmaya başladın ama sonra bu heyecanları diğer çeyrek asır sonuna sakliyim dedin.
iyi de ettin.iyi ki doğdun. iyi ki varsın.seni çok seviyorum..
sevgiler


içsesin

Yorumlar

Adsız dedi ki…
very awsome.
Adsız dedi ki…
thats amazing story.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneanneciğime Mektup

Anneanneciğim, Sen gidince önce bir acı saplandı kalbime. Nefes alamadım. Hangi kapıyı çalıp, kime ağlayacağımı bilemedim. Çocukluğum, Kadıköy’üm, fasulyeli otluğum, ne varsa kaydı ellerimden, hepsinin parçalanıp dağılışlarını izledim. Omzumdaki melek yaralandı, Kadıköy’deki kapı hızlıca çarparak yüzüme kapandı. Ne meleğe ulaşabildim, ne kapıyı açabildim, ne de acının içinden geçebildim. Durdurup dakikaları, saniyeleri, bekleme odasında olsan geçmeyecek zamanları, “Nereye gidiyorsun?” demek istedim. Sen gidince anneanneciğim, kim dinleyecek, kim destekleyecek beni bu kadar bilemedim. Kim bakıp Türk kahveme en sıcak, en “kısmet”li gelecekten bahsedecek, kim beni her görüşünde “kurban olurum sana” deyip yaşlı gözlerle boynuma sarılacak, kim hiç doymayacakmışım gibi beni sürekli yedirecek, tahayyül edemedim. Kısacası, sen gidince anneanneciğim, isyan bile edemedim. Öylesine üzgündüm ki, gözyaşlarım savrukça yere düşerken, o kefenin içindekinin sen, o tabutu tutanın ben olduğuma ina

DOT Marsta - Pornografi

Tiyatro eleştirmenliği haddime düşmez, ama uzun bir aradan sonra önceki akşam izlediğim Dot'un Pornografi oyunu beni kendime getirdi. Özlemişim böyle insanın suratına bi tane indiren oyunlar izlemeyi. Bu tarz oyunlar normalde bana ağır gelir, bedenim oyunun sonuna kadar salonda kalsa da, aklım çoktan salonu, hatta semti terketmiş olur. Ama bu öyle olmadı. Her şeyi pür dikkat dinledim, herkesi, her hareketlerini pür dikkat izledim. Ya çok iyilerdi, ya ben tiyatroyu çok özlemiştim. Ya da her ikisi de. Daha fazla saçmalamadan, BURAYA tıklayarak veya biraz daha aşağı inerek oyun hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olabileceğinizi söyleyim, ve bu güzel Pazar akşamına noktayı koyim. Herkese iyi haftalar.. PORNOGRAPHY / PORNOGRAFİ İLK OYUN 19 KASIM 2009 Yazan: SIMON STEPHENS Yöneten: MURAT DALTABAN Çeviren: PINAR TÖRE Oyuncular: EMEL ÇÖLGEÇEN , EMRE YETİM, BERRAK KUŞ, CEMİL BÜYÜKDÖĞERLİ, UMUT KURT, GİZEM ERDEM, HAKAN MERİÇLİLER, İPEK BİLGİN 2 Temmuz 2005 LIVE 8 KONSER

Sakin Manifesto

Bağıra çağıra kendini ifade eden insanlardan olmadım ben. Bacaklarını kocaman açıp oturan adamlardan da. Sakızı patlayarak çiğneyenlerden de. Etrafa sebepsiz kızgın bakanlardan da. Olmayacağım. Bu dünyanın “yırt parçala at” tarafını destekleyen insanlar varsa ben inadına kibar tavrımı koruyacağım. Eleştirilere açık olacağım ama kabalığa değil. Hayatta kalmak için onların sertliğinin, bilgiçliğinin, hoyrat dillerinin parçası olmayacağım. Hayatın içindeki küçük mutlulukları sevmeye devam edeceğim. Merdivenlerden bebek arabasını indirmeye çalışan anneye yardım etmek ve onun minnettar bakışı gibi. Yürüyen merdivenlerden korkan yaşlı amcaya el uzatmak gibi. Toplu taşımada tanımadığın birisi ile göz göze gelip aynı şeye gülebilmek gibi. Yolda hapşıran birisine çok yaşa diyebilmek gibi. Roger Ebert’in “Kibarlık bütün politik görüşlerimi özetliyor” sözünü okuyup, uzaklara dalmak gibi. 

Yeni Şarkım 14 Şubat (Sırtım Ağrıyor) ve Hikayesi

Adı üstünde Sevgililer Günü ve o günün omuzlarımıza bindirdiği yükler sebebiyle ağrıyan sırtlarımız hakkında bir şarkı 14 Şubat/Sırtım Ağrıyor. Sinsi sinsi içimizi kemirip yanımıza yatan, bizi bile uyutan ama kendileri uyumayan canavar düşüncelerimiz de var içinde; birilerinin doğurduklarını hiç acımadan doğrayan caniler de. Yani aslında çok da neşeli bir şarkı değil. Fakat şarkıyı sahne performansı çok şen şakrak geçti. Gülenler ve kahkaha atanlar çok bol oldu, bir yerde dayanamayıp ben bile sözlerin ortasında gülmeye başladım. Sebebini bilmiyorum. Sanırım sadece benim kafamın içinde döndüğünü sandığım deli saçma cümlelerde birşeyler buldu dinleyenler kendilerinde o gün. Çok da güzel oldu. Benim içinse hafif komik olan birkaç durum daha vardı. Bunları paylaşmak istiyorum. Çok sevgili gitarist arkadaşım Manuel Stübinger’den bu şarkıda bana gitarla eşlik ederken ayrıca loop station da kullanmasını rica etmiştim. Bilmeyenler için ne olduğunu söyleyelim. Sesinizi veya çaldığ