Münih'te çalıştığım okulun binalarından birkaçı ve bahçesi |
Bu “parası olanların en iyi eğitimi alıp en iyi yerlere gelmesi” işi bazen beni o kadar çok üzüyor ki anlatamam sayın okuyucular.
Özel bir okulda öğretmenim, bana ve öğrencilere sağladığı olanaklar sınırsız. Hem kendimi geliştirebiliyorum, hem öğrencileri. Ama gelin görün ki, arada düşününce neden herkesin bu şartlarda eğitim alamadığını, içim bi fena oluyor.
Çok isterdim ki, süper donanımım ve pratik zekamla bu soruna şuracıkta çözümler üreteyim, sonra bu yazı sansasyon yaratsın, gazetelerin köşe yazarları birbirleriyle kavga etsin, şana şöhrete kavuşup çok para kazanayım, aynı şeylerden bahsedip, isimlerini farklı farklı koyduğum kitaplarım milyonlar satsın, benim milyonlarımı evde muhasebecim bölsün çarpsın toplasın, çocuklarım gittikleri en pahalı özel okuldan döndükten sonra, özel derslerine evde devam ederken ben yarattığım insanüstü varlıklarım ile övüneyim, herkes mutlu olsun. Ama hayat, yazı yazmak kadar kolay değil-miş. Yok sanmayın ki, işimi ve zengin insanları sevmiyorum. Benim derdim kendimle. Bazen elimden gelen, aklıma düşenle örtüşmeyince, kendime kızıveriyorum, her şeyin sebebi benmişçesine sinirleniyorum. Ondan bu serzenişler. Kulağıma da fısıldayan Sezen Aksu oluyor böyle anlarda genelde: “Ortağı olmuşum düzeneğin, herkesi oyasım var!”
Kaçın, yoksa ben de oyarım hepinizi.
Yorumlar