Bugün İstiklal Caddesi'nde, Galatasaray Lisesi önünde gökkuşağı bayrakları dalgalanıyordu.
Havada renk cümbüşü vardı. Ama hava cümbüş kokmuyordu.
Hüzün kokuyordu.
İsyan kokuyordu.
Mutsuzluk kokuyordu.
Daha da kötüsü umutsuzluk kokuyordu.
Ne gökkuşağı, ne renkler, ne de orada transfobik bir cinayet yüzünden öldürülmüş arkadaşları için basın açıklaması yapan insanlar, bunları haketmiyordu.
Hava protesto kokuyordu.
İnsanın söylemeye dili varmıyor, yaşaması kimbilir nasıl zor.
'Nefret' kelimesi başlı başına ısırırken insanı en can acıtıcı yerinden, bir de 'cinayet' kelimesini tamlamış olması nasıl korkutucu.
Bugün gökkuşağı bayrakları, barış için, eşitlik için, mücadele için dalgalandı.
Yoldan geçen bir grup insansa, bu renklere baktı.
Kimi baktı doyamadı, kimi laf attı, kimi "dünyanın sonu gelmiş" diye kendi kendine söylendi, kimi de belki gerçekten kendine baktı, kapımın önünü temizleme vakti gelmiş dedi.
Umarım bu son gruptakiler bir an önce artar, açılmadık 'açılım', hakkı verilmedik 'öteki' kalmaz da, o gökkuşağı bayrakları, sevinçli haberler için, mutluluk için, özgürlük için, ya da sadece 'renk' olsun diye dalgalanır havalarda. Öyle ya? Farklı renklere ne kadar kendimizi kapattığımızı farkında olmadığımız için olmuyor mu tüm bunlar?
İyi haftalar herkese.
Havada renk cümbüşü vardı. Ama hava cümbüş kokmuyordu.
Hüzün kokuyordu.
İsyan kokuyordu.
Mutsuzluk kokuyordu.
Daha da kötüsü umutsuzluk kokuyordu.
Ne gökkuşağı, ne renkler, ne de orada transfobik bir cinayet yüzünden öldürülmüş arkadaşları için basın açıklaması yapan insanlar, bunları haketmiyordu.
Hava protesto kokuyordu.
İnsanın söylemeye dili varmıyor, yaşaması kimbilir nasıl zor.
'Nefret' kelimesi başlı başına ısırırken insanı en can acıtıcı yerinden, bir de 'cinayet' kelimesini tamlamış olması nasıl korkutucu.
Bugün gökkuşağı bayrakları, barış için, eşitlik için, mücadele için dalgalandı.
Yoldan geçen bir grup insansa, bu renklere baktı.
Kimi baktı doyamadı, kimi laf attı, kimi "dünyanın sonu gelmiş" diye kendi kendine söylendi, kimi de belki gerçekten kendine baktı, kapımın önünü temizleme vakti gelmiş dedi.
Umarım bu son gruptakiler bir an önce artar, açılmadık 'açılım', hakkı verilmedik 'öteki' kalmaz da, o gökkuşağı bayrakları, sevinçli haberler için, mutluluk için, özgürlük için, ya da sadece 'renk' olsun diye dalgalanır havalarda. Öyle ya? Farklı renklere ne kadar kendimizi kapattığımızı farkında olmadığımız için olmuyor mu tüm bunlar?
İyi haftalar herkese.
Yorumlar