Yeni bir kütüphane keşfettim.
İki gündür oraya gidiyorum, saatlerimi geçiriyorum.
Öyle hoşuma gitti ki, Sevgililer Günü baskısını bile üzerimden atıp günümü keyifle tamamlayabildim.
Bu kütüphanede kitaplar insan, koltuklar raf, etrafta vızır vızır çalışanlar kitap kurtları, okuyucular ise biz meraklı insanlar.
Girdiğinizde önünüze bir katalog koyuyorlar ve bir kitap seçmenizi istiyorlar. Katalogda kitap başlıkları, başlıkların altında ise bazı açıklamalar yer alıyor. Kürt, alevi, ermeni, roman,rum, gay, lezbiyen, biseksüel, transseksüel, hiv pozitif hastası, şizofren, başörtülü kadın, Türkiye'de yaşayan yabancı, ressam hatırladığım başlıklardan bazıları. Açıklamalar bölümünde ise, toplumda bu başlıklar hakkında akla gelen önyargılar yer alıyor. Üzücü, sıkıcı veya gereksiz olduğunu düşünseniz de bu önyargıların, en az birkaçının sizin beyninizden de geçtiğini itiraf etmek zorunda kalıyorsunuz kendinize ve dalıyorsunuz kütüphaneye. E önyargılar evde otururken kendi kendine kırılmayacak ya.
Ben ve arkadaşlarım roman, kürt ve transseksüel kitapları okuma şansını elde ettik. Başörtülü bayanla da konuşmak istedik ama vakit kalmamıştı. Transseksüel kitaba sırf transseksüel kimliğinden dolayı yolda yürürken polis tarafından kesinlen haksız cezaları, iç mimar olan kürt kitabın, kimliğinden dolayı İstanbul'da hala kendi işini yapamamasını ve ailesinden 25 kişiyi kaybetmesini, roman kitabın ise çok aşık olduğu sevgilisi ile kızın annesinin "Cumhurbaşkanı da olsa, romansa olmaz" sözü yüzünden ayrılmalarını, hem gözlerimiz dolarak hem hayretler içinde okuduk. Kürt kitaba "size en çok hangi soruldu" dediğimizde gelen cevabın ise can acıtmak için sorulan "neden böyle kokuyorsunuz, kuyruğunuz nerde" gibi sorular olduğunu öğrendiğimizde sinirlendik, ama birşey yapamadık. Yine de sohbetlerin genelinde dondurup bakabilselerdi gözlerimizin içine, görürlerdi büyük ihtimal bir gerçeği: Herkesin ne çok ihtiyacı vardı, konuşmaya, dinlemeye. Saygıyla, sevgiyle, sabırla. Ben şahsen kenidmi tüm gün evde oturup, 3 kitap bitirmişim gibi mutlu hissettim. Meraklı kitap kurtları için de Salı günü organizasyonun devam ettiğini söylemekten şeref duyarım :)
Sevgilisiz bir birey olarak ,bir 14 Şubat Gününü daha atlatmanın verdiği bir rahatlama duygusu ile, Verdi'nin aryaları eşliğinde geceyi kapatıyorum. Size de, 'herkes bir kitap, okuyanınız bol olsun' dileklerimi gönderiyorum.
Yaşayan Kütüphane Facebook Etkinlik Sayfası
Yaşayan Kütüphane Blog
Yorumlar